EGONUN ÖTESİ KALBİN ŞİFASI

Ego, sahip olunan üstün güç.  Kendini diğerlerinden üstün kılan ayrıntılar. Egosal güç ile özgüven arasındaki fark ise dağlar kadar yüksek yazık ki.

C.S.Lewis adında bir beyefendi, demiş ki,  ‘Değerlerden yoksun bir eğitim faydalı olmaktan ziyade, insanı daha zeki bir şeytan yapıyor.’

Bu sizce de taktire şayan bir cümle değil mi?

Eğitim şart, ama eğitilirken sadece derslere gömülmeden, kendini de tanıyarak eğitim şart.

Diğer yandan,

Sahip olunan arabanın iyi markası,

Kolda takılı, en pahalı rolex saat,

En iyi yatın sahibi olmak belkide,

İnsanı diğerlerinden üstün kılar mı?

Yada çok iyi bir eğitim seviyesi diğer insanları küçük görmeyi gerektirir mi?

Yurdumuzda bunlara ne çok rastlıyoruz öyle değil mi?

Hatta çok yakın bir tarihte, bir eğitmenin çevresindeki kişilere  tıpkı okulundaymış gibi ders anlatır durumda ve öğretmen gibi  hafif emir vaki bir tavırla davrandığına şahit olduğumdan beri, bu konunun aslında bizi nasıl da her yerden çevremizde sardığını daha net gördüm.

Giydiği gömleği hak etmeme duygusu, içsel dengesizlikler, kişi farkında olmadan onu kontrol altına almaya başlıyor. Ayrıca hatırlarsanız geçen hafta da kurban rolünden bahsetmiştim sizlere.  İşte bu durum, içsel kurbanın tam tersini ifade etmekte.

Oysa  hepimizin içinde, kurban ve yüksek egolu parçalarımız var, insan olmanın bir sonucu bu. Farklı parçalardan oluşmak, sadece bazı parçalar bazılarımızda daha yüksek, herkeste farklılık göstermekte.

Yüksek ego sahibi kişilerin, kişisel gelişim konularına zaman ayırmayacak kadar egolu olmaları ayrı bir konu tabiî ki.

Kendine karşı samimiyetsizlik, bir insanın kendine yapabileceği en büyük ihanet de oluyor.

Üstelik, her şeyi bildiğini iddia eden kişilerin, maalesef ki, her şeyi bildiklerini düşündüklerinden, yeni bilgiye yer vermeleri de mümkün olabilir mi? Eğer bir insan her konuda bilgili olduğunu düşünüyorsa, en çok da o insan öğrenmeye kapalıdır.

Yada, her konuda haklı olduğunu düşünüyorsa, gözleri sis perdesi ile kapalı olandır. Çünkü haklı olanın, başka fikirlere de kulakları tıkalıdır.

Hayatımızı  kaliteli kılan, dengede olmanın verdiği huzur.  Eğer içsel dengeniz yerindeyse, samimi, olduğunuz gibi olmayı başarıyorsunuz demektir. Egonun dengede olması da aynı anlama geliyor tabiî ki. Fakat yaşanan çocukluk travmaları, edinilmiş inançlar, bilinçaltında maalesef ki ortaya çok daha farklı bir duygu durumu çıkmasını sağlıyor. O nedenle de zaten mutsuzluğunda en büyük tetikçilerinden biri egonun dengede olmaması. Bunun alt duyguları, mükemmeliyetçilik,  hata yapmak korkusu gibi duygu durumlarıyla çıkıyor karşımıza.

Bugünlerde, hep egosal insanlar, egosal tanımlamalar ve hatta egoyla ilgili son videomun ardından, ben de dengede ve merkezde olmaya niyet ederek, kolektif bilincimizin farkındalıkla dolmasını diliyorum.

Sevgilerle,

Doğa Gülay Cirban

Sosyolog / İlişki ve Aile Danışmanı

Bilinç altı ve Regresyon Uzmanı

[email protected]

İnstagram: iliski.bilincallti.danismani

www.dogagulaycirban.com

YORUM EKLE