Sizi Zaman mı Yönetiyor? Siz Zamanı mı Yönetiyorsunuz?

Hoş geldin corona ile başlayan günler ve ardından yaşamlarımızda görünen deşiklikler pek de azımsanmayacak gibi. Bana sorarsanız bu dönem hayatımız da en çok da zamana koyduğumuz anlamda değişim yarattı. Her zaman vakit sorunu ya da koşturmaca içinde yaşarken herkesin sürecinde farklılık oluştu ama en çok da zamana bakışta belki.

Hayat koşturmacaları pek çoğumuzun vakitsizlik sıkıntıları belki de sevgiye, huzura, keyifli anlara dahi izin vermiyordu. Ya da o kadar az izin veriyordu ki herkes buna farkında olmadan alışmıştı. Aslında yönetilemeyen bir şeyin içinde sadece hız ve günlük rutinler vardı. Ve o rutinler o kadar ağır basarken sadece yaşam ve içindeki bizden ibaretti her şey.

İşte ben buna zamanın yönetim gücü diyorum. Hele de bu rutinlerin içinde kazara mutlu olmayı yada kendinize zaman ayırmayı unutuyorsanız.  Tabii ki kendine zaman ayırma kavramı herkese göre çok farklı. Mutluluk ve hatta huzur kavramları da çok değişken kişiye göre. Ama gönüllü esaret  zamana ayak uydurmakla başlıyor olabilir mi?

İşte bu süreç öyle hızlı akar ki, bir yerlerde en küçük yaşta ben vardım dersiniz ve sonra gene bir yerlerde en büyük yaşta olan oluvermişsiniz. Yaşa aldanmak zamanın hile karlığını unutturmamalı. Çünkü  bu ilerleyiş sinsi ve akış güçlü. Tabii eğer zamanı değerlendirmek sizin için kolay değilse geçerli yazdıklarım.

Peki bu zaman nasıl değerlendiriliyor? Nasıl yönetilebiliyor?

Bu o kadar kıymetli bir soru ve o kadar değerli bir farkındalık ki.

Bu akışın içinde pek çok kimsenin aklına gelmesi zor ama geldiğinde başkalaşım yaratabilecek güçten.

Günlük rutinlerin dışına çıkıp nefes almak, arada kendi varlığınızı hatırlamak, arada kendinizi mutlu edecek bir şeyler yapmak ve en çok da “ben şu anda ne yapmak istiyorum” sorusunun farkındalığı sizi zamanın efendisi yapabilir bence.

Şu anda sosyal medyada ölmeden yapılacaklar listesi ile ilgili siteler ve sayfalar var. Aslında insanların bunu düşünüp programa almaları da çok taktire değer bence. En azından nasıl mutlu olduğunu bilmek ve bu mutluluk için küçük dokunuşlar yapmak hayata, kesinlikle çok kıymetli.

Tabii diğer yandan yıllarını sadece iş ile geçiren, yada ne yapmak istediğini hatırlamayan yada bilmeyen, kararsızlık kıskacında kalacak kadar kendini tanımayan pek çok kişi de zamana karşı hayatlarını sürdürmekte.

Burada  önemli olan sadece denge. Her konuda olduğu gibi o dengeyi kurduğunuzda, kendi benliğinizi ve öz varlığınızı unutmadan, kendinizi hatırlayarak ve kendiniz ile dost olarak bunu yaptığınızda gerçek dengede olmanın duruşu, o huzuru ve mutluluğu zaten sağlayacaktır.

Ve sorulması gereken, corona günlerinde kendimizi hatırlamışken acaba bunu tüm hayatımıza serbest günlerde doya doya yaysak nasıl olurdu?

İnsanın  kendini hatırlaması çok güzel ve kıymetli.  Bunu başardığında akışında gerçek bir parçası olmayı başarabiliyor çünkü. Hayatın içinden akan her saniye bizim için bir akış planı. Bu planın içinde her türlü duyguya yer var. Dileğim, farkındalık ve yenilikle zamanı karşılamak çünkü aynılık başka bir deyişle değişmezlik insanın en büyük düşmanı. İnsan ancak kendini aştığı eski halinden daha iyi olmaya başladığı sürece zamanına ve hayata değer katabiliyor.

Ve değer katamadığımız bir hayat aslında çok da anlamlı olmasa gerek. Zamandan bahsederken ve ona katacağımız değerin aslında kendimize kattığımız değer olduğundan bahsederken, tabiî ki de hayatın anlam arayışı konusuna girmeyeceğim ama belki başka bir yazıda bu konuyu konuşabiliriz.

Geçen zamana değer katmamız ve onu en iyi şekilde kullandığımız taktirde güzel anılara sahip olmakta ayrıca bir değerdir.

Tüm  güzelliklerin bizimle olması ve zamanda kaybolmamak dileğiyle.

Doğa Gülay Cirban

Sosyolog / Aile ve İlişki Danışmanı

Regresyon ve Bütünsel Dönüşüm Danışmanı

YORUM EKLE
YORUMLAR
Ülkü öcal
Ülkü öcal - 3 yıl Önce